>buram buram annem…

>annemden kışlık malzemelerle dolu bir koli aldım bugün.
buram buram annem kokan,memleket kokan bir paket..
içinde neler mi var?neler yok ki..hatta içinde  yıllanmış hikayeler bile var.Tabi ki sırasına göre hikayelerini de anlatacağım ama önce birçoğunu annemin kendi elleriyle yaptığı mis gibi kışlık yöresel lezzetlerin resimlerini sunmak istiyorum..
işte annemin kendi elleriyle yetiştirdiği ve hazırladığı acur ve taze fasülye turşusu.

yine annemin kendi elleriyle yapıp,güneşte kurutarak hazırladığı biber salçası:

ve tamamen imece yöntemiyle hazırlanan Maraş tarhanası

ve annemin kendi bahçesinde yetiştirip,kuruttuğu dolmalar:

beyaz renkte görünen kabak,kırmızılar salçalık bıldırcın biber,patlıcan ve yeşil olanlar ise salatalık dolması

salatalık dolması da olurmuymuş demeyin,yiyen herkese parmak ısırtıcak lezzette olan kuru salatalık dolması ev ahalisinin favorisi..

şimdi ise hikayesi yıllar öncesine dayanan malzemelerin hikayesini anlatmak istiyorum.ama önce resimleri…

cevizli sucuk

pestil (muhtemelen dut pestili)

ve ceviz

45-50 yıl önce halamın ailesinden uzakta,gelin gittiği bir köyde geçer.Halam bu hikayeyi anlattığından beri bu ürünlerin tadı daha bir leziz ve daha bir nadide gelir bana çünkü bu günlerde yaşanılası zor bir vicdan ve insanlık hikayesidir aslında..

yıllar önce bağlarındaki üzümleri toplayıp küfelere dolduran ve küfeleride atlarına yükleyen iki kardeş,üzümlerini satmak için ova köylerine inerler.Küfelerde ki üzümü satıp bitirmeye çalışırken havanın karardığını farketmeden düşerler yola fakat çok geçmeden karanlık bastırır,hava bozar ve dağda daha da müşkül kalmamak için yolda ki bir ağaca bağlarlar atları ve üşümemek için çullara sarılıp ağaçdibine sinerler.

çok geçmeden halamın eşi Mustafa enişte elinde küreğiyle tarladan dönerken  rastlar bu iki kardeşe,neden burda beklediklerini sorar ve cevabını alır almaz takip edin beni der.Alıp bu iki kardeşi doğruca evine götürür.
Kocasının kapıdan iki yabancı adamla birden eve geldiğini gören halam biraz sitem bir bakışla,ocağı gösterir.Karnı burnunda olan halam biraz  söylenir enişteme ama bir yandan da koşuşturur mutfakta.
Bir tencere bulgur pilavı,evde yapılmış katık ekmeği ve ayranla ağırlar misafirlerini ve yan avluda yer yataklarını hazırlar ve misafirlerini rahat ettirmek için elinden geleni yapar..
Ertesi sabah erkenden iki kardeş uyanır atlarını hazırlayıp teşekkür ederek düşerler yollarına..

çok geçmeden halamın ilk bebeği dünyaya gelir(Ayşe ablam).Bebeği birkaç günlükken köye hiç kimsenin tanımadığı bir aile gelir yanlarında beş altı at ve her atta küfelerle yemiş ve erzak doluymuş,direk halamlara gidip kapıyı çalarlar.Kapıyı açan halam hiç tanımadığı bir teyzeyi karşısında görmüş önce,sonra da haftalar öncesinden bir gece bir avuç kuru bulgur pilavıyla ağırladığı iki genci görmüş..

O gençler bugün hala heryıl yıllar öncesinden kalan bu iyiliğin karşılığını ödemeye çabalarlar ve heryıl küfelerle kuru incir,üzüm v.b,cevizli sucuk,ceviz,pestil ne varsa ellerinde sunaralar 70 lik eniştem ve 60 ında halama….

halam da sağolsun herzaman ki gibi paylaşır elindekileri 

 teşekkürler halam,teşekkürler annem..

ha bu arada halam birde kendi değirmenlerinde hazırlattığı elde dövülmüş ince bulgurda göndermiş,hem yoğurulması kolay hemde lezzeti içinde ince bulgur.

çok çok teşekkürler sizi seviyorum bu hayırlı yemişlerden bana da tattırdığınız için..